Global Başlayan Girişimler

Başlığa “Global Düşünen Girişimler” girişimler yazacaktım fakat düşünen kelimesi ileriye dönük bir kelime olduğu için vazgeçtim ve “Düşünen” yerine “Başlayan” yazdım. Sebebine gelirsek ilk günden global başlamak gerekiyor. Yazılımı, ölçeklendirmeyi hep ilk günden hazır tutmak gerekiyor.         

“Neden ilk günden global başlıyoruz? Türkiye 80 milyon, yetmiyor mu bize?” diyenler olabilir aranızda. Geçtiğimiz günlerde startups.watch olarak Türkiye yatırım istatistiklerini paylaştık. 2019 yılında 94 girişim 102 milyon dolar yatırım aldı dedik. Bunun da yüzde 37’si Getir sayesinde geldi dedik. Buradan şöyle bir sonuç çıkarmak gerekiyor. Keşke 10 tane Getir’imiz olsa da 38 milyon dolar yatırım alan 10 tane girişimimiz olsaydı, o zaman 400 milyon dolar üzeri bir yatırım aldık diyecektik. Bunu yazmamın bir sebebi 2019’da yatırım alan diğer ülkelerdeki top 3 yatırımları incelemiş olmam. Örneğin Türkiye’nin kendi klasmanındaki rakibi olarak gördüğümüz Polonya’daki geçen seneki top 3 yatırımın toplam tutarı 129 milyon dolar. (Docplanner, Brainly, Packhelp) Fransa’daki top 3 yatırımın toplam tutarı ise 525 milyon dolar (Meero, Doctolib, ManoMano) Bu şu anlama geliyor. Ne kadar global başlayan, büyük düşünen girişiminiz varsa yatırımlar da o kadar çok büyüyor. Bunun sebebi de büyük yatırımcıların hep “Next AirBnB”, “Next Dropbox” peşinde olması. Fon büyüklüğü 1 milyar doların üzerinde olan bir girişim sermayesi doğal olarak “Unicorn” peşinde koşuyor ya da en azından 50-60 milyon dolar yatırım yapıp, bunu 250-300 milyon dolar olarak geri alma hayaliyle yatırım yapıyor.

Docplanner özelinden gidersek Docplanner pazara ilk giren girişim değil, hatta benzerleri ülkemizde bile vardı fakat Docplanner sonuna kadar gitti ve her seferinde daha büyük yatırım aldı. Bizdeki benzer bir girişim ise 10 milyon doların altına başka bir rakibine girişimi komple sattı. Geçtiğimiz hafta Getir kurucu ortağı Nazım Salur “Yabancı girişimler ülkemizde olsun ama Türk girişimleri de olsun, komple yabancı girişimlere bırakmayalım pazarı” demişti. Biraz bu kafa yapısında olmamız gerekiyor. Oyunu kurallarına göre doğru oynarsak bizim ilk fırsatta girişimi satayım da exit yapayım demek yerine belki de sonuna da kadar gitmemiz gerekiyor. Bunun için de gerekirse başka küçük girişimleri bizim satın almamız gerekiyor.

BÜYÜK DÜŞÜNEN GLOBAL BAŞLAYAN

Global başlamak için başka ne lazım derseniz tabi ki bu işin merkezinde girişimci var. Global başlayan ve çok iyi yerlere gelmiş girişimci sayımızın artması lazım ki rol model olsunlar ve arkalarından gelen girişimciler de onları takip etsin ve çıtayı yükseltsin.

Global olmanın yöntemi ne derseniz, bunun için de iki yöntem var, ya aynı ürünü dijital kanallardan satacaksınız ve birçok global firma gibi destek kısmında farklı dillerde destek veren bir ekip kuracaksınız ya da “multinational” olacaksınız ve ülke ülke ilerleyeceksiniz. Bunun için de belki önce belirlediğiniz ülkelerde “Country Manager” atayıp ülkeyi test edeceksiniz, sonra işler büyürse ekip oluşturacaksınız. Buna benzer bir yapıyı şu anda en iyi uygulayan girişimlerden biri Insider girişimimiz. İlk söylediğim yöntemi en iyi uygulayan girişimler ise oyun girişimlerimiz. Çoğu sadece dijital kanallar ile tüm dünyaya oyun satıyor.

Özetlersem, bize büyük düşünen ve global başlayan girişimler ve girişimciler lazım. Bunu başarabilirsek “Eskiden yılda toplam 102 milyon dolar yatırım yapılmasına sevinirdik, şaka gibi gerçekten” demeye başlarız ve gerçekten 500 milyon dolar üzeri tutarları konuşuruz. Bunu başardığımızda da sadece Türkiye’de değil dünyanın farklı yerlerinde Türk markaları yaratmış oluruz.

Serkan Ünsal