İnovasyon Tutkunlarına Olması Gerektiği Gibi Etkinlik: SLUSH

 

Geçtiğimiz hafta (21-22 Kasım tarihlerinde) dünyanın en büyük girişimcilik etkinliklerinden SLUSH’ta yer aldık. Peki biz ve 70 milletten insan; neredeyse 1000 Euro katılım ücreti ödeyerek, 0 derece sıcaklıkta neden güneşin doğmadığı memleket Finlandiya’daydık?

25.000 Katılımcı, 3.500 Startup, 2000 Yatırımcı, 350 Araştırmacı ve neredeyse her yerde olan 2400 Gönüllü Çalışan. Bu nicel veriyle birlikte, nitelikli etkinliği; girişimci, kuluçka yöneticisi ve etkinlik sektörü tecrübesi biri olarak dilim döndüğünce irdelemeye çalışıyorum.

Günler öncesinden hiç de sıkıcı olmayan e-mailler almaya başladık. Bu maillerin periyotları farklılaştı, biri dikkat çekmese diğeri merak ettirdi. Oraya gitmeden önce de portallarında profil oluşturulmamız sağlandı. Mobil web browser üzerinde çalışan aplikasyon (yani size ekstra app indirtmeyen) etkinlik takvimine ulaştığınız, onu çok kolayca kendi takvimine ekleyebildiğiniz, fuar alanını inceleyebildiğiniz ve en önemlisi 10.000’den fazla profili barındıran matchmaking uygulamasına eriştiğiniz, kullanıcı dostu ve basit bir platform(+1).

Matchmaking uygulamasına profil oluşturmak yalnızca 2 dakikada ve üstelik herkes için yeterli bilgiyi sağlamış oluyorsunuz. Potansiyel partnerlerinizden oluşan, herkesin network için orada bulunduğu, randevu isteyip, mesaj atabildiğiniz global network erişim şahanesi. Öyle bir şahane ki insanların açılış törenini bile izlemeyip; b2b görüşmelere başlamasına sebebiyet verebilecek bir fırsatlar ağı.

Helsinki’de tüm oteller dolu, havalimanı kalabalık, bindiğimiz Türk Hava Yolları uçağı etkinliğe katılanları taşıyor.

Etkinliğin bir gün öncesinde havalimanında bizi Slush standı ve gönüllüleri (Gönüllülerin hepsinde aynı sweatshirt) karşılıyor. Hemen bize Slush bilekliklerimizi, yaka kartımızı ve 3 günlük ücretsiz toplu taşıma kartımızı taktim ediyorlar (+1).

Ertesi gün şehrin herhangi bir yerindeki otelde uyanıyoruz, kahvaltıda herkesin bileklerinde Slush bilekliği. Tramway biniyoruz; Avrupa’da alışık olmadığımız toplu taşıma doluluğu etkinlik alanına geldiğimizde tümüyle boşalıyor.

Giriş alanından itibaren tüm dekor ve ortam/alan tasarımı tek kalemden, tek kurgudan çıkmış ve her alan bütünüyle çok “cool” bir hava taşıyor. Tasarım anlamında anahtar kelimeler: siyah, karanlık, neon ve en fazla da truss. Etkinlik alanında hiçbir tavan aydınlatması kullanılmıyor; her yer siyah truss sistemiyle donatılmış; geneliyle karanlık, truss sisteminden yer yer aydınlatma loş ve etkileyici bir ortam sağlanmış (+1).

Yaka kartlarımız da alışılagelmişten büyük, ama karanlıkta ya da o her yerde olan neon ışıkta parlama özelliğine sahip. Etkinlik haritasına baktığımızda; 2 büyük vestiyer alanı, 5 sahne, büyük bir yemek alanı, saklı bahçe, devasa B2B alanı, 2 buluşma noktası/alanı, startup ve çeşitli firmaların stant alanları ve sauna alanından oluşuyor ve her yer mütemadiyen insan kaynıyor (+1).

Etkinlik her daim dolu, tüm sahnelerde minumum seyirci var, çünkü her zaman dikkat çekecek bir şeyler var. Etkinlik alanında sıkılanlar atari alanında geçmişe dönerken, su sesinde istirahat etmek ya da sohbet etmek isteyenler saklı bahçede kendi ruh haline uygun yer bulabiliyor. Fin hamamı tercihi edecekler de sauna bölgesine yöneliyor (+1).

Aplikasyon üzerinden ajandanıza kaydettiğiniz oturumda ve B2B görüşmeler öncesinde size hatırlatma mailleri geliyor. Hatta bir “geleceğin trendleri” ne benzer konuda bir sunuşu dinledikten hemen sonra, sunuma dair temel bilgi notları telefonumda mail olarak görmek gerçekten tatmin edici (+1).

Ayrıca Finlandiya’ da sağlanan internet hizmetine zaten değinmeme gerek yok. Ama tüm etkinlik alanında public olan wifi ağına; en ufak bir kopma yaşamadan, yüksek hızla bağlanmak sahiden konforlu (+1).

Çok kısa aralıklarda bulunan içme suyu muslukları ve çöp alanının başında birer gönüllü size yardımcı oluyor. Yolda nedensiz duraklarsanız eğer bir gönüllü hemen yanı başınızda bir ihtiyacınız var mı diye soruyor. Vestiyerde çalışan, hiç sıra beklememenize sebebiyet veren yüzlercesi de bu alanda konumlanmakta (+1).

Günümüzde video izleme alışkanlıklar 1 dakikanın altına düşmüşken; uzun uzadıya panellerin ne yazık ki artık kimsede cazibesi bulunmuyor. Bu yüzde Slush’ta aynı anda gerçekleşen birden fazla etkinlikte en uzun oturum sadece yarım saat ile sınırlı kaldı.

Yüzlerce yıldır konferanslara katılım gösteren beşeriyet artık farktı ortamlar, farklı deneyimler arıyor. Hele kitle kural tanımayan girişimcilik ekosistemi ise bu kişileri formal alanlarda oturtmak mümkün olmuyor. Çünkü konferans salonlarında oturmaktan, onlarca yıldır proje konuşmaktak artık hepimiz sıkıldık. Bu sebeple boks ringine benzeyen Saga Sahnesi, farklı estetik donatılarla kuşatılmış ve led ekran algımızı değişiten ana sahne (Founder Stage) bizleri mekânsal olarak kendine bağlıyor. Bir de dikkat çekici konularla birlikte bir o sahneye, bir diğer sahneye köşe kapmaca oynayabiliyorsunuz (+1).

Etkinlikten bir gün önce hoşgeldiniz partisiyle başlayan yan etkinlikler, etkinlikle paralel olarak gün içerisinde ve etkinlik akşamlarında devam ediyor. Gün içerisinde pek çok başlıkta girişimcilik özelinde spesifik konularda etkinlikler gerçekleşirken, akşamları da eğlence arayan katılımcılara hizmet eden Slush’a özel bir çok aktivite gerçekleştiriliyor. Sabahın ilk saatlerine devam eden bu ve diğer tüm yan etkinlikler şehrin pek çok noktasında kendini gösteriyor (+1).

B2B alanına apayrı değinmek gerek. “İşi olmayan giremez” tabelası yerine girişinde yetkililerin bulunduğu ve sizin uygulama ekranınızdan randevunuzu görerek içeri girebildiğiniz; renklendirilmiş ve numaralandırılmış bire bir görüşme kabinleri, yüzlerce masa ve hepsinde rezervasyon zorunlu. Görüşme periyotları da yine kısa ve net: yarım saat. Yukarı da değindiğim global network erişim şahanesi machmaking uygulaması ile global anlamda potansiyel yatırımcınız, hızlandırıcınız, mentorunuz ve/veya partneriz ile yapabileceğiz onlarca bir birinden verimli B2B görüşmeler. Gerçekten benim gibi iletişim canlısı ve diyaloğa inanan biriyseniz bulunmaz işbirliği fırsatları(+1).

Pek çok start up, hükümetleri ve/veya hükümetlerin desteklediği kurumlar ile birlikte ülkelerinden toplu olarak katılım gerçekleştirmiş. Japonya, Rusya, İtalya, Çin, Kore, Polonya, Fransa, İrlanda, Hindistan, Tayvan, İsviçre ve hatta Tataristan. İçlerimizde bizlerin neden toplu olarak orada olamadığına dair burukluk yaşanıyor. Ne toplu olarak, ne de tekil ülkemizden hi bir start up’a denk gelemiyoruz (bir girişimcimiz bir konuşmaya davetli olarak gelmiş, onu saymazsak). Uluslararasılaşmaya bu kadar ihtiyacımız varken; olanı global arenalara taşımamak ve potansiyelimizi göstermemek hiç içimize sinmiyor.

“Hayatta kalanlar, değişime en iyi şekilde ayak uyduranlardır.”

Darwin’in bu sözü her şeyde geçerli. Canlılar, şirketler, girişimler ve tabi ki de etkinlikler. Teknolojiyi en önde takip eden; hatta sürekli şekilde henüz var olmayanı hedefleyen, çağın öncüleri girişimcileri, İnovasyon tutkunlarını ve bunlara yön verenleri küflenmiş etkinliklerde bir araya getiremezsin. Onlar artık başka bir yerde ve siz bir etkinlik yaparak orada buluşmalısınız.

Bu büyük ve verimli işte emeği geçenler saygı ve hürmet iletmekten başka bir şansımız yok. Doğru ihtiyaçları tespit edebilip, çağın gerektirdiği gibi hareket edebilirsek ve oyunu kuralına göre oynarsak daha iyileri bizler için de mümkün.

 

Gürol ÜZENÇ