Startup Kültürü ve Türkiye

Türkiye girişimcilik ekosistemi ile önemli gelişmeler yaşıyor. Dünyada özellikle dijital çağ, inovasyonun sınırlarını zorlayarak küresel ticareti yeniden tanımlarken, küresel ekonomide temel değişiklikler de birbiri ardına gerçekleşiyor.

“Bir şirketin kültürü, gelecekteki yeniliklerin temelidir. Bir girişimcinin işi temeli kurmaktır” diyen Airbnb’nin Kurucusu Brian Chesky, erken aşamalarda bilinçli ya da bilinçsiz kültür konusunda çalışırken, onu büyümesini istediğiniz şekilde beslemek için zaman ayırın diyerek önemli bir mesaj veriyor genç girişimcilere ve CEO’lara...

Çok az şey geleceği öngörme çabalarından daha çılgın bir süreçte ilerler. Hidrolik kırılma tekniği kullanımının hızla yaygınlaşması ve sosyal medyadaki patlama, ekonomide yön değişikliğine yol açan ve dünyada sürpriz olarak karşılanan yakın zamandaki örneklerden yalnızca ikisi. Steve Jobs 1997 yılında Apple’ın CEO’su olarak geri döndüğünde, kimse Apple’ın yirmi yıl sonra dünyanın en değerli şirketi olacağını tahmin etmemişti. Çoğu zaman en fazla yapabildiğimiz nasıl bir yol izlenebileceğini belirlemek, geçmişte yapılanlardan yola çıkarak geleceği kestirmeye çalışmaktır.

İşte girişimciliğin bel kemiği de bu. Geleceği öngörmek ve nasıl yol izlenebileceğini belirlemek..

Dünya birbiri ardına hızlı, yaygın ve büyük ölçekli milyar-dolarlık “unicorn”ları öne çıkarıyor adeta bir show sergiliyor. Bu durum son 15 yılda, inovasyon ve dijital gelişmelerin temeli olan BİT sektörünün de küresel ekonomideki payını yüzde 1,3’ten yüzde 3’e yükseltiyor böylece..

Türkiye'de ise startup olarak faaliyetlerine başlayıp, hızlı biçimde büyüyerek çok uluslu şirketlere dönüşen başarılı girişimlerin sayısı her geçen gün artıyor. Uber, Airbnb, Facebook, Trivago, Amazon gibi yurt dışında kurulan başarılı girişimlerin yanı sıra ülkemizde kurulup başarı yakalayan Gittigidiyor, Trendyol, Yemeksepeti ve İyzico gibi girişimler önemli. CB Insights tarafından hazırlanan “Game Changing Startups 2020” raporuna göre, ismini duymadığımız daha birçok girişimin küresel ölçekte faaliyet göstereceğini ve sektörde oyun kurucu olarak yer alan büyük işletmelere dönüşeceğini söylemek mümkün.

Türkiye'de girişimcilik ekosisteminin önemli başarılar kazandığı son dönemlerde girişimciliği destekleyen birçok topluluğun oluşmuş olması, düzenlenen faaliyetler, etkinlikler ödüller ve başarılı girişim hikayeleri bu işi daha cazip hale getiriyor ve startupları yüreklendiriyor.

Fakat mühim bir konuyu da girişimcilik ekosistemine getiriyor. Harvard Bussiness School’un yaptığı 2019 tarihli bir araştırma tüm startupların yüzde 75’inin başarısızlıkla sonuçlandığını gösteriyor. Bu başarısızlıkların arkasında birçok neden var aslında. Bunların en önemli ve bilinenlerini, doğru yapılamayan iş modellemeleri, kaynak yetersizliği, doğru ekibi kuramama, yeterli finansal desteği sağlayamama, hedef kitleyi, beklentilerini ve pazarı doğru analiz edememe, ürünü bir bütün halinde çıkartmaya çalışırken pazara çıkartmakta geç kalma, odaklanamama, riskleri öngörecek aksiyonları alamama ve değişime karşı yeterli çeviklikte organizasyonlar oluşturma şeklinde sıralanabilir.

Startupların hayatta kalabilmeleri ve büyüyebilmeleri için tüm bu başlıklar altında ki belirsizlikleri yönetirken aynı zamanda organizasyonun ve müşterinin beklentilerine  karşı da çevik yaklaşımlarda bulunması gerekiyor. Modern dünyada davranışlar, pazarın yapısı, müşteri beklentileri ve teknolojiler hızla değişiyor ve şirketlerin de bu değişimlere hızlı ve verimli bir şekilde adapte olabilecek çevik organizasyonlara dönüşerek ilerlemeleri ve devam etmeleri gerekiyor. Girişimci olmak zordur. Fedakarlık gerektirir. Bir gecede kazanılan başarı yoktur. Girişimcilik, Antartika'da dağa tırmanan başarılı dağcıların zirve meraklısı olmaktan çok bir sonraki 20 fit üzerine odaklanmaları kadar önemli bakış açısı gerektiriyor.

Startup aşamasını çoktan geride bırakmış şirketlerin gelişmesi ve hissedarlara gerekli kazancı sağlayabilmeleri için canlı kalabilmenin sırlarını öğrenmeleri gerekiyor. Startup dinamizmi ile öne çıkan şirketlerin şirketin yeni opsiyonları keşfedebilme, stratejisini yenileyebilme ve sürdürülebilir büyüyebilme kapasitesi şeklinde tanımlamak gerek. Geçmişteki avantajları ve konumu korumak, günümüzün karmaşık ve dinamik iş ortamında başarılı olabilmek için yeterli değil. Hızla değişen dünyada, yalnızca canlılığını koruyanlar ayakta kalabilecek. Başlangıçta olumlu, güçlü bir şirket kültürü oluşturmak, işinizin uzun ömürlü olmasını sağlamanın bir yolu olarak görünse de ekibin nasıl hissettiğini ve ortak değerlerin ne olduğunu öğrenmek için zaman ayırmak gerek.

San Francisco Silikon Vadisi Ofisi Simon-Kucher & Partners’ın Yönetim Kurulu Üyesi ve Ortağı Madhavan Ramanujam, dünyadaki başarılı ve başarısız girişim örneklerini anlattığı bir makalesinde başarısızlığı dört adımla açıklıyor. İlki; 'özellik şoku'. Yani bir ürüne aşırı derecede özellik yüklenmesi. Amazon’un Fire Phone telefonunu bu konuda örnek gösteriyor. ‘Ürün çok fazla özellikle donatıldığı için insanlara bir şey ifade etmedi” diyor. İkinci başarısızlık nedenini 'Minivation' yani bir inovasyonun küçük kalması olarak yorumluyor. Yanlış fiyat politikasıyla ürünü öldürmek olarak adlandırıyor. Üçüncü başarısızlığı, 'Gizli mücevherler' dediği kavramla açıklıyor. Yani değerli ürünler üretip, kullanamamak. Mesela Kodak’ın dijital fotoğrafla ilgili bilgilere çok önceden sahip olması ama bir türlü bu fikri gündeme adapte edip başarılı olamayışı olarak örneklendiriyor. Son olarak ise ‘Yanlış ürün ve kullanılmayacak piyasa değeri olmayan ürünler üretmek başarısızlık getirir’ diyor ve Google’ın Google Glass örneğini veriyor ve ‘B2B yapmayarak hayatının hatasını yaptı’ diyor.   

Ramanujam’ın altını çizdiği adımlar, Türkiye’deki girişimler için de elzem konular. Hem ülke ekonomisi için hem de ülkedeki diğer makro-ekonomik ve sosyo ekonomik göstergelerin iyileşmesi adına önemli adımların atılması gerekiyor. Başarılı olan girişimlerin veya iş fikirlerinin ortaya konulması için üniversiteler, kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve farklı sektörde yer alan kurumsal şirketler yeni nesil girişimleri destekleyen çeşitli merkezlerin kurulmasını ve bu yönde önemli adımların atılması sağlanmalı.

Bu konuda Türkiye'nin en önemli başarılarından biri olan Teknopark İstanbul, bugün savunma sanayisinin yüksek teknoloji merkezi olarak teknoloji tabanlı iş fikirleri konusunda Ar-Ge faaliyetleri gerçekleştiriyor. Girişimci grupları biraraya getiriyor. 2030 yılında tüm etaplar tamamlandığında 1000 firma, 43 bin Ar-Ge mühendis istihdamı ile ülke ekonomisine ve ihracatına büyük katma değer sunacak. 2020 Eylül sonu itibariyle 328 firma ve 6027 Ar- Ge mühendisine ev sahipliği yapan Teknopark İstanbul’da 2012 savunma sanayi odaklı milli proje geliştiriliyor. Türkiye’de son beş yıldır her yıl 500 civarı startup kuruluyor. Son dönemde yapay zeka, bitcoin, e-ticaret ve şehir içi taşımacılık alanlardaki startup sayılarında artış olduğunu söylemek mümkün.

Dileğimiz, Türkiye'nin dünyada yükselen startup ekosisteminde önemli başarılar elde etmesi. Bilginin potansiyel güç olduğu global dünyada asıl kişisel güç, harekete geçme ve bilgilerimizi uygulama yeteneği. Kişisel gücünüzü ve bilgilerinizi ortaya koymaktan çekinmeyin.

Dr. Cem Duran

Teknopark İstanbul / Genel Müdür Yardımcısı