Türkiye'de ve Dünya'da Derin Teknoloji Girişimciliği

TÜRKİYE’DE ve DÜNYA’DA DERİN TEKNOLOJİ GİRİŞİMCİLİĞİ

 

İçinde bulunduğumuz küresel kriz güçlü ekonominin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha kanıtlamaktadır. Girişimcilik Monitörü (GEM) gerçekleştirmiş olduğu araştırmaya baktığımızda ise ulusal ekonomik büyüme ile girişimciliğin ulusal seviyesi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir pozitif ilişki olduğunu ortaya koymuştur. Girişimcilik faaliyetlerinin ülke ekonomileri için önemi her geçen gün daha da artmakta, girişimcilik faaliyetlerine gereken önemin verilmesi ülke kalkınması açısından büyük önem arz etmektedir.

Tekno-girişimciler ekonomik büyümeyi artıran kilit güçtür. Teknoloji girişimciliği, bireyler, firmalar, bölgeler ve uluslarda refahı kolaylaştıran bir araçtır. Bu nedenle, teknoloji girişimciliği alanında yapılan çalışmalar entelektüel merakın ötesinde önemli bir işlev sunmaktadır (Bailetti, 2012, s.5). Aynı ülke içerisinde bile bazı bölgelerin diğerlerinden daha ileride olmasının nedeni yeni teknolojilerin başarılı bir şekilde kullanılmasında ve teknolojik girişimciliğin teşvik edilmesinde yatmaktadır (Roja ve Năstase, 2014, s.108).

Dijital inovasyonda son on yılının ardından, bir sonraki sanayi ve bilgi devrimi dalgasının merkezinde olacak olan derin teknolojiler, hem şirketlerin hem de yatırımcıların aradığı “bir sonraki büyük şey” dir. (The Dawn of the Deep Tech Ecosystem, 2019, s.7).

Türkiye’nin yenilikçiliğe dayalı ekonomik kalkınma evresine geçiş aşamasındaki büyük ekonomilerden birisi olduğu, Türkiye’de girişimcilik ve işletmeler konusu tartışılırken, her zaman ön planda tutulması gereken bir unsurdur. Yenilikçiliğe dayalı evreye geçiyor olmak, ülkenin geçmişte olduğundan farklı tiplerdeki girişim ve girişimcilere ihtiyaç duyacağının göstergesi olarak ele alınabilir. Ekonominin büyüklüğü ise ülkenin girişimcilik potansiyelini arttıracak strateji ve eylemlerin belirlenmesinde dikkate alınması gereken bir unsurdur. Bu çerçevede yenilikçi girişimcilik konusu ayrı bir müdahale alanı olarak ele alınmış, ayrıca tüm müdahale alanlarını çapraz kesen bir konu olarak değerlendirilmiştir. Bu kapsamda hızlı büyüyen ve küresel doğan firmaların, derin teknolojilerin desteklenmesi hedeflenmelidir.

Derin Teknoloji Girişimciliğinin Yatırım “Dünya”sı

Boston Consulting Group ve Hello Tomorrow tarafından 2019 yılında yayınlanan “The Dawn of the Deep Tech Ecosystem” adlı raporu incelediğimizde derin teknoloji kategorilerindeki toplam küresel özel yatırım, 2015'ten 2018'e kadar bir yılda% 20'den fazla artarak 18 milyar dolara ulaştığı görülmektedir.  Yatırımcılar ve şirketler çoktan derin teknolojiye yönelmeye başladılar. 2016 yılında, biyoteknolojide ki toplam finansman, 2011 yılına göre kıyasla 1,7 milyar dolardan 7,9 milyar dolara ulaştı. Artırılmış ve sanal gerçeklik, uzay ve dron şirketleri, 2011 yılında 104 milyon dolara kıyasla 2015 yılında 3,5 milyar dolarlık bir sermaye finansmanı sağlanmıştır.

ABD ve Çin, 2015'ten 2018'e kadar derin teknoloji şirketlerinde küresel özel yatırımların yaklaşık %81'ini aldı ve her bir ülkeye sırasıyla yaklaşık 32,8 milyar dolar ve 14,6 milyar dolar yatırım yapıldı.

Çin, 2015'ten 2018'e kadar yıllık %80'den fazla bir oranda artan bir fon sağlayarak, derin teknolojiye yatırımında en büyük itici güçlerden biri olmuştur. ABD şirketlerine yapılan yatırımlar, dönem boyunca% 10 oranında artmıştır.

Yine aynı rapora göre 70'e yakın pazarda yaklaşık 8.700 derin teknoloji şirketi (yoğun Ar-Ge gerektiren teknolojik atılımlardan yararlananlar) bulunmaktadır.

Türkiye’de Derin Teknoloji Girişimciliği

TÜİK verileri ve yapılan araştırmalara göre ihracatında son 5 yılda yüksek teknolojili ürünlerin üretimi ve ihracatında verdiğimiz açık 107.6 milyon dolara yükseldi. 2018 yılında 168 milyar dolarla ihracatta Cumhuriyet tarihinin rekoru kırılırken, yüksek teknolojili ürünlerin ihracat içindeki payı yüzde 3,3 ile son 5 yılın en düşük seviyesine geriledi.

2014 yılında ihracat içindeki payı yüzde 3.4 olan yüksek teknolojili ürünler, 2015'te yüzde 3.6,   2016'da yüzde 3.5, 2017'de yüzde 3.4 ve 2018'de yüzde 3.3 seviyesindeydi.

Öte yandan Türkiye’de girişim ve girişimci sayısı her geçen gün artmakta fakat derin teknoloji alanlarında çalışmalarını yürüten girişimcilere, akademisyenlere, bilim insanlarına dünya ölçekleri ile kıyasla gereke önem ve destek verilmediğinden derin teknoloji alanlarında faaliyet gösteren girişimcilerin başarı oranları ve yatırım oranlarında aynı artıştan söz edememekteyiz.

2016 yılında TÜİK ’in yayınlamış olduğu verilere göre 3.65 milyon girişim vardır. Türkiye’deki girişimcilerin dörtte biri 883 bini İstanbul’da bulunmaktadır.

Startup.watch’ın rakamlarına göre Türkiye’de 2010-2018 yıllarında yapılan araştırmalara göre 440 yatırım alan girişimden yalnızca 33 âdeti derin teknoloji girişimciliğinden oluşuyor. Toplam girişim yatırımları 607 milyon 343 bin 347 dolar iken yalnızca 38 milyon 597 bin 600 dolar derin teknoloji girişim yatırımlarını kapsıyor.

Türkiye girişim ekosistemi ve özellikle Derin Teknoloji, Yüksek Teknolojili girişimler ile ilgili veriler incelendiğinde özellikle yüksek teknolojili üretim açısından durumun pek iç açıcı olmadığı ortaya çıktı. On birinci Beş Yıllık Plan’da yer alan resmi istatistiklere göre, sanayi ihracatı içinde yüksek teknolojili ürünlerin oranı yüzde 3,2 olduğu açıklanmıştır. Ve 2023 yılında bu oranın yüzde 5,8’e yükseltilmesi hedeflenmiştir.

Ancak Onuncu Plan’da da 2012’de yüzde 3,7 olan bu oranın yüzde 5,5’e çıkarılması hedeflenmiş, fakat geçen 7 yıl içinde bir iyileşme görülmemişti. Resmi istatistiklere göre bu oran dünya ülkeleri ortalaması olan yüzde 24’ün çok altındaydı. Gelişmekte olan ülkelerin çoğunluğunda bu oran Türkiye'deki orandan daha yüksekti.

Türkiye, orta yüksek teknolojili ürün ihracatında son 10 yılda aşama kaydetmişti ama yüksek teknolojide atılım yapmadan cari işlemler açığının kalıcı olarak azaltılması ve istikrarlı büyüme ortamına ulaşılması zor olacaktı.

Tüm bu konuları iyileştirmek ve yüksek teknolojili girişimlere destek verilmesi üzerine 11. Cumhurbaşkanlığı Kalkınma Planında aşağıdaki konuların iyileştirilmesi ve desteklenmesine karar verilmiştir.

  • 311.3. Özel önem arz eden yüksek teknolojik yeteneklere sahip olan yerli firmaların ihtiyaç temelli izlenmesini sağlayacak kurumsal kapasite ve sistem oluşturulacak, ekonomik güvenlik bakımından alınması gereken tedbirlere ilişkin politikalar geliştirilecektir.
  • 327. Yüksek teknoloji içeren ürünlerin Türkiye’de üretilmesine ilişkin uluslararası doğrudan yatırımların artırılmasına yönelik teşvik programları uygulanacaktır.
  • 327.2. Yüksek teknoloji sektörlerinde faaliyet gösteren ve büyüme potansiyeli yüksek olan yerli şirketlerin uluslararası yatırımcılar ile eşleştirilmesi sağlanarak bu şirketlerin teknoloji transferine dayalı yatırımları desteklenecektir.
  • 351.1. Sanayi Yenilik Ağ Mekanizması Programı kapsamında öncelikli sektörlere özel önem verilerek firma konsorsiyumlarının yüksek teknolojili ürün geliştirme ve ticarileştirmesi desteklenecektir.
  • 364. Biyoteknolojik ilaçlar gibi yüksek teknoloji gerektiren alanlar başta olmak üzere ArGe, üretim, nitelikli insan kaynağı ve mevzuat konularında ülkemizde gerekli ekosistem oluşturulacaktır.

Ayrıca Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nca, “Yüksek katma değerli ürünlerin, yerli imkan ve kabiliyetlerle üretimini amaçlayan Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi’’ Programında Derin teknolojili girişimler için yoğun bir program başlatmıştır. İlgili ana başlık ve konular ise şöyledir;

  • İhracatta orta ve yüksek teknolojili ürünlerin payı 2018 yılında %36,4 ile %3.2 büyüme 2023 hedefi ise %44,2 seviyesine ulaşarak %5.8 büyüme hedeflenmektedir.
  • Teknoloji tabanlı yatırımların büyüklüğü 2018 yılında 60 milyon $ seviyelerindeyken 2023 yılında 5 Milyar TL hedeflenmektedir.
  • 1 Milyar $ Değerini Aşan Türk Girişimi Sayısı 2023 yılında 10 Turcorn olması hedeflenmektedir.
  • İhracatta orta ve yüksek teknolojili ürünlerin payı %39’dan %50’ye çıkacaktır.

Özetle; geriden geliyor olsak da; ülke içerisinde yoğun bir çaba ve gayret içerindeyiz. Güzel girişimlerimiz ve girişimcilerimiz bulunmakta. Daha fazla nasıl başarılı oluruz diye; bilimin tüm dinamikleriyle, çağdaş yöntemlerle kafa yorup, usanmadan çalışmamız gerekmekte. Yönetim biliminin dinamikleriyle yoğurulmuş derin teknoloji girişimleri yaratmak bizim elimizde. Dünyaya daha fazla entegre olarak, daha fazla kendimizi tanıtarak iyi girişimlerimizle ön planda olma dileklerimle..

 

Gürol ÜZENÇ

 

KAYNAKLAR

Bailetti, T. (2012). Technology entrepreneurship: Overview, definition, and distinctive aspects. Technology Innovation Management Review, February 2012, 5-12.

Boston Consulting Group ve Hello Tomorrow (2019). The Dawn of the Deep Tech Ecosystem.

Boston Consulting Group ve Hello Tomorrow (2018). From Tech to Deep Tech.

Isenberg, D. (2008,). “The Global Entrepreneur-A New Breed of Entrepreneur is Thinking Across Borders From One Day”, Harvard Business Review, ss. 107-111.

Roja, A. ve Năstase, M. (2014). Technology entrepreneurship and entrepreneurial strategies. Proceedings of the 8th International Management Conference "Management Challenges For Sustainable Development, Bucharest, Romania, 107-117.